Girişimci, bir ürün geliştirerek iş modelinde belirlemiş olduğu hedef kitlesine çeşitli kanallardan pazarlama yöntemlerini kullanarak bu ürünü satmayı ve işini giderek büyüterek bu yolda ilerletmeyi amaçlar. Ancak ilerleyen süreçte bir noktada mevcut ürününe olan talep, doyum noktasına ulaşmaya başladığında girişimci adaptasyon için ne yapmalıdır?
Belki ürünü geliştirerek ürüne ekstra özellikler ilave eder. Böylece farklı özellikleri ile ön plana çıkan rakip ürünlere olan kaymalara engel olmaya çalışabilir. Belki de bu üründen vazgeçip onun yerine yeni bir başka ürünle yoluna devam eder. Belki de ürün çeşitlendirmesine giderek farklı ihtiyaç ve beklentideki müşterilere hitap etmek ister. Bir girişimci için istenmeyen bir durumdur ama üründen veya iş fikrinden vazgeçmek ister. Belki de ürün için hedef kitlesini değiştirerek farklı pazarlara yönelir. Olasılıklar ne kadar da çokmuş değil mi?
Ürüne olan ihtiyaç giderek azalıyorsa ve girişimci buna çözüm üretemiyorsa, yapabileceği şey mevcut duruma adapte olabilmek için ürüne pazarda yeni bir ihtiyaç yaratmaktır.
Bir örnek verelim:
Tayvan’da bebeklerini emziren genç annelere daha fazla süt yapımını vaat eden bir hapın başına benzer bir durum geldi. Ürünün satışı önceleri çok parlaktı. Geçen süre zarfında Tayvan’da yaşam koşulları giderek düzeldi. Annelerin sütü de daha besleyici hale geldi. Bu arada eğitim düzeyi giderek yükseldiği için anneler süttozu kullanımı da öğrendiler. Böylece hapın kullanımında durgunluk dönemi başladı ve hatta hapın satışı durma noktasına geldi.
Adaptasyon için ne yapmışlar?
Bunun üzerine hap üreticisi firma, aslında ölmüş olan bu ilaca yeni bir ruh vermek istedi. Bu kez hapı, kadınların daha biçimli, dolgun göğüslere kavuşmalarını sağlayacak özelliği ön plana çıkarılarak satışa sundular.
Önce Tayvanlı genç evli anneler olan hedef kitle, artık Tayvanlı genç kız ve kadınlara yönelmişti. Böylece aynı hapla, yapılan işi kurtarmış oldular.
Anekdot için kaynak: Harro von Senger – “Yöneticiler Için 36 Strategem”