Hayat çoğu durumda seçim yapmamızı gerektiriyor ve sonuçta hayat yaptığımız seçimlerden ibaret. Ancak insan bazen hayatın akışına kaptırmış giderken, ne yaptığını, neden yaptığını, yaptığının sonucunun nereye çıkacağını hesap etmeyebiliyor.
Yapılan bir hareketten, söylenen bir sözden, birisinin veya birilerinin gönlü kırılabilir, canı yanabilir, belki de psikolojik problemler yaşamasına yol açabilir. İyi niyetle yapılmış bir şaka da olsa dozu kaçmış, ciddiyse üzerinde yeterince düşünülmeden hareket edilmiş olabilir, belki de hırstan gözü dönmüş olabilir. İş hayatında böylesi örneklerine rastlamışsınızdır.
Seçim konusunda bir anekdot paylaşalım
Seçim sizin ellerinizde
Zamanın birinde iki kız kardeş varmış. Etraflarındaki ve okuldaki tüm bilgi onlara yetmez olmuş. Bir gün anneleri onları dağdaki bilge adama götürmeye karar vermiş.
Kızlar bilge adamla karşılaşınca ona sorular sormaya başlamışlar. Bilge adam bütün sorularını doğru cevaplamış. Kızlar bu duruma çok sevmişler ve annelerinden eğitimleri için bir süreliğine izin isteyerek bilge adamın yanında kalmışlar.
Sordukları soruların hepsinin cevabı doğruymuş. Bir süre çok mutlu olmuşlar ama sonra sıkılmaya başlamışlar. “Bilgenin bilemeyeceği bir soru bulmamız lazım” diye düşünmüşler.
Kızlardan biri, bir gün “Buldum!” demiş. “İki elimin arasına bir kelebek koyacağım ve bilge adama soracağım: ‘Avucumun içinde bir kelebek var. Canlı mı, ölü mü?’ Ölü derse kelebeği bırakacağım, canlı derse avucumu hafifçe bastıracağım. Her ne derse cevabı bilemeyecek.“
Kızlardan biri kapalı tuttuğu ellerini bilgeye doğru uzatmış ve sormuş: “Avucumun içinde bir kelebek var. Canlı mı, ölü mü?“
Bilge adam cevap vermeden önce uzun süre kızın gözlerine bakmış ve cevaplamış: “Senin ellerinde kızım, senin ellerinde…“
Kaynak: Ahmet Şerif İzgören – Avcunuzdaki Kelebek
(Bu arada, Ahmet Şerif İzgören’in “Avcunuzdaki Kelebek” kitabını okumadıysanız, kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Mümkünse tüm kitaplarını okuyun derim.)