Bir yangın anında, “yangında kurtarılacaklar” özellikle önceden belirlenir, üzerleri etiketlenir, yangın tatbikatlarında plana uygun olarak nasıl davranılacağı çalışanlara uygulamalı olarak gösterilir ve uygulama yaptırılır.
Yönetici olmak, dışarıdan bakıldığında insanlara kolay gibi gözükür. Yöneticiler büyük bir çoğunluk tarafından “çalışmadan, çalıştırdıkları insanların üzerinden makamlarında oturuyor” gözüyle değerlendirilirler.
Şahit olmuşsunuzdur, birçok işletmede sürekli bir yönetici sirkülasyonu vardır. Halbuki yönetmek bir sanattır. Zor zamanlarda yöneticinin başarılı olabilmesi; diğer bütün zamanlarda insanlarla nasıl ilişkiler kurduğuna, nasıl bir yöneticilik yaptığına bağlıdır genelde.
Bu konuyla ilgili güzel bir anekdotu paylaşmadan geçemeyeceğim.
“Yangında kurtarılacaklar”dan olmak
Bir adamın evinde yangın çıkmış; dalmış içeri bebeği kurtarmış, dalmış hanımı kurtarmış. Yangın artmasına rağmen dalmış köpeği çıkartmış. Dalmış boş çıkmış, dalmış yine boş çıkmış. Etraftakiler hayretle izliyor, kurtarılacak bir şey yok ama herif devamlı içeri dalıyor; saçlar, kaşlar yanmış, yüz simsiyah, gözleri kıpkırmızı. Bakmışlar, adam kontrolden çıkmış durumda; tam içeri dalarken yakalamışlar. “Ağabey içeride ne yapıyorsun?” demişler. Adam “Kayınvalideyi geri itiyorum” demiş.
Kıssadan hisse
Eğer işyerinizde, takımınızda, ailenizde sevgi kültürü yaratıyorsanız, insanlar bir yangın anında ilk önce sizi kurtarırlar. Eğer tam tersi, korku kültürü yaratıyor ve terör estiriyorsanız, yangın yokken çok saygı görürsünüz ama ilk yangında başınıza gelecekleri anlamışsınız demektir.
Anekdot için kaynak: Ahmet Şerif İzgören – Avcunuzdaki Kelebek
“Girişimcilik Hapı” kitabım için: https://www.kitapyurdu.com/kitap/girisimcilik-hapi/538258.html