Yönetimle ilgili çok güzel bir anekdota rastladım Uğur Özmen’in bloğunda. Ne zamandır paylaşayım diye düşünüyordum, şimdiye kısmetmiş. Güç hayranı olanları anlattığı anekdotu bu yüzden aşağıda sizlerle paylaşmak istedim. Güç hayranı “ibrikçi başı“ Eski bir öykü… […]
Genellikle yazarlar masallarda yer alan hayvan karakterler üzerinden insanlara, özellikle de çocuklara çeşitli dersler vermeye çalışır. Bu yazıda da içinde eşek geçen masallarda bulunan anekdotlara yer verip bizler de kendimizce ders çıkaralım. Neden olmasın? Mesela […]
Fırsatlar, para, mevki ve benzerleri insanlarda karakter değişimine yol açar mı, yoksa bunlar insanları değiştirmez mi? İnsanların belirli kalıplarla sınırlandırılarak eğitilmeleri, tek başına bunun önüne geçebilir mi? İnternette rastlamışsınızdır; Almanya’da bir lise müdürünün, her eğitim […]
Konfor alanı konusuyla bağlantılı olarak daha önce “Rekabet Rehaveti Kovar” başlıklı bir yazı yazmıştım. Yenilikçilik ve girişimciliğin rekabetin en önemli dinamiklerinden olduğundan bahsetmiş ve Adidas ve Puma’yı doğuran Adolph ve Rudolph kardeşlerin hikayesinden bahsetmiştim. Yazıdaki […]
Değişim insanoğlunu genelde korkutur, ondan uzak kalıp hep bir düzen içerisinde yaşamaktan hoşlanır. Alıştığımız sokaktan eve döneriz, alıştığımız marka ürünleri kullanırız. Bazılarımız geçinemediği ama yine de huyunu suyunu bildiği patron/müdür/eş/… (adını siz koyun) ile yola […]
Günlük hayatımızda kendimizi gidişata kaptırıp üzerinde düşünmeden, emek vermeden, kolayına kaçarak konuşmalarımıza ve davranışlarımıza yön veriyoruz. Aslında zamanınızı “ne” ile geçirirseniz “o“sunuz. Kiminle geçiriyorsanız, “o yönde” gelişiyorsunuz. Konuşmalarınız, kelimeleriniz, değer yargılarınız zamanla hep bu eksende […]
Almak ve vermek karşılıklı iki eylem. İnsanoğlu -her ne kadar istisnalar olsa da- iltifat edilmeyi, övülmeyi, hediye almayı, şımartılmayı sever. Belki de bu özelliği, onun zayıf noktasıdır ne dersiniz? Hele ki etrafındakilerin, ona değer verenlerin […]