İyiden mükemmele ulaşmayı istemek

İyiden mükemmele ulaşmayı istemek

Aşağıdaki alıntıda geçen kirpi konsepti, otobüse doğru insanları bindirmek, mükemmel şirket gibi kavramlar ve çok daha fazlası için, Jim Collins‘in “İyiden Mükemmel Şirkete” kitabını okumanızı tavsiye ederim.

İyiden mükemmele ulaşmayı istemek

Aklıma derin kavrayışla kuru sıkı laf arasındaki farkı açıklayacak bir olay geldi. Bu, benim kendi ailemle yaşadığım bir olaydı. Eşim Joanne, 1980’li yılların başlarında maraton ve triatlon yarışmalarına katılmaya başlamıştı. Tecrübe kazandıkça (daha iyi dereceler) başarı duygusunu daha yakından hissetmeye başladı. Bir gün dünyanın en iyi bayan triatloncularıyla yarıştı ve yüzmesi zayıf olduğu için iyi yüzenlerin metrelerce arkasında kalmasına ve hiç de aerodinamik olmayan bir bisikletle uzun bir yokuş çıkmasına rağmen ilk ona girmeyi başardı.

Birkaç hafta sonra oturmuş kahvaltımızı ediyorduk. Gazetesinden başını kaldırdı ve sakin bir sesle, “Ironman’i kazanabilirim” dedi. Triatlonda dünya şampiyonası demek olan Ironman, okyanusta geçen 2,4 millik yüzme yarışı, 112 millik bisiklet yarışı ve hemen ardından Hawai’nin lavlarla dolu Kona sahilinde koşulacak 26,2 millik bir maratondan oluşuyordu.

Yarışa katılmak için işimden ayrılmam, okulumu bırakmam (en iyi iş idaresi okullarından birine gidiyordu) ve bütün vaktimi antrenmanlarıma vermem lazım. Ama …

Sözlerinde hiçbir abartma yoktu; heyecan yaratmaya, dikkat çekmeye çalışmıyor ve bir şey rica etmiyordu. Beni ikna etmeye de çalışmıyordu. Sadece üzerinde bir süre düşündükten sonra kavradığı bir gerçeği, duvarların beyaz olduğu gerçeğini dile getirirken olduğu gibi abartısız bir şekilde dile getirmişti. Yarışı kazanma konusunda son derece tutkuluydu. Bunun için gerekli genleri vardı. Ve yarışı kazanırsa parası da olacaktı. Ironman’ı kazanma hedefi, onun Kirpi Konseptiydi.

Böylece bu işe girmeye karar verdi. İşini bıraktı. Okulunu bıraktı ‘Fabrikalarını’ sattı! (Allahtan beni de ‘otobüsten’ atmadı.) Üç yıl sonra, 1985 yılının sıcak bir Ekim günü bitiş çizgisini en önde geçti. Dünya şampiyonu olmuştu. Joanne yarışmaya karar verdiğinde, dünyanın en iyi bayan triatloncusu olup olamayacağını bilmiyordu. Ama kavramıştı ki, bunu yapabilirdi, bu olasılıklar dâhilindeydi, kendini kandırmıyordu. İşte bütün fark, buradaydı. Bu fark öyle bir fark ki iyiden mükemmele ulaşmak isteyenlerin mutlaka anlaması, anlamayanların ise asla mükemmele ulaşamayacakları bir fark.*

Kaynak: “İyiden Mükemmel Şirkete” – Jim Collins


Girişimcilik Hapı
Girişimcilik Hapı” kitabımın Facebook sayfasını beğenebilirsiniz
https://www.facebook.com/GirisimcilikHapiTR
Dilerseniz satın alabilirsiniz:
https://www.kitapyurdu.com/kitap/girisimcilik-hapi/538258.html

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir