E-dönüşüm

E-dönüşüm

18. yüzyılda başlayan sanayi devrimi çeşitli buluşlar ve gelişmelerle, emeğin verimliliğini de artırarak toplumları günümüze kadar getirdi. Hatta başta insanların çalışamayacakları işler ve ortamlar için yapılan otomasyon sistemleri günümüzde artan rekabet ile birlikte yığın üretimde insan gücünün yerini aldı. Tüm bunlar yirminci yüzyılın sonlarına doğru, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş ile birlikte artan bir hızla şekillendi.

Artık üretmek eskisi kadar zor değil. Günümüzde bırakın dedelerimizi, babalarımızın bile hayal edemeyecekleri ürünler üretilebilir ve hizmetler de yaygınlaşmış durumda. Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişte ekonomik düzen kabuk değiştiriyor. Artık nesiller zamana ayak uydurmakta zorlanıyor.

Firmaların vizyonlarını gerçekleştirme yolunda belirlemiş oldukları misyonlarını, kuvvetli ve etkin olarak kullanabilecekleri teknolojik bir altyapı ile güçlendirmeleri gerekiyor. Teknolojideki artan değişim ve bunun getirdiği hız ve kolaylık ile çok miktarda verinin toplanıp iletilerek hızla işlenebilmesi, firmaların iş yapış tarzlarını ve süreçlerini önemli ölçüde değiştiriyor. Buna paralel olarak teknolojideki değişim ve gelişimler tüketicilerin beklenti ve isteklerinde de değişikliklere neden oluyor.

Günümüzde internetin yaygınlaşmasıyla birlikte bilgiye ulaşmak daha kolaylaştı. Bu bağlamda bilgi tüm insanlığın malı ve çağımız da bilgi çağı. İnternetin coğrafi mesafeleri ortadan kaldırmasıyla internet üzerinden görüşmeler ve bilgi paylaşımları hızla artıyor. Çok değerli bilgi ve verileri içeren bazı veritabanlarına direkt ve ücretsiz olarak ulaşmak ve gelişen teknolojilerle birlikte ulaşılan bu bilgileri işlemek daha da kolaylaştı. Artık üretmek değil, üretilen ürün ve hizmetleri, mevcut bilgileri farklı şeklide işleyerek pazarlamak daha önemli hale geldi. Bu nedenle firmaların rekabet edebilirliklerini ve yeniliğe yönelik e-beceriler konusunda kendilerini geliştirmeleri önem taşıyor.

Bilişim ve iletişim teknolojilerinde yakalanması güç bir hızda gerçekleşen değişimde, en azından temel taşları bilip kullanan ve gerekli olanlar konusunda uzmanlıklarını artıran firmalar gelecekte de varlıklarını sürdürebilecekler. Güncel bilgisayar donanımları, internet üzerinden e-pazarlama, internet tabanlı ve mobil uygulamalar, içerik yönetim sistemleri, kurumsal kaynak planlama, müşteri ilişkileri yönetimi, CAD/CAM, satış otomasyon yazılımları gibi e-beceri araçlarını doğru şekilde seçmek, kullanımları konusunda yetkin personele sahip olmak, firmalarımızın bilgiye dayalı küresel rekabette yetenek havuzlarını oluşturan modern donanımları haline geldi.

İç pazarda ve dünya pazarlarında zaman geçtikçe artan rekabetle mücadele edebilmek, son zamanlarda yaşadığımız gibi ekonomik kriz dönemlerini atlatmak ve hatta krizleri fırsata dönüştürerek daha güçlü olabilmek, büyümenin getirdiği koşulların altından kalkabilmek için firmaların e-dönüşüm geçirmeleri ve bir yetenek havuzu oluşturmaları şart.

Gelişen teknoloji ve internet, hayatın her alanında kolaylıklar sağlıyor. Bunlardan etkin bir biçimde yararlanmak, firmaların daha verimli çalışmasına, doğru ve hızlı kararlar alabilmenin bir getirisi olarak fark edilmelerine, işlerini büyütmelerine, ihracat ile dünyaya açılmalarına destek veriyor.

Tüm işletmelerin %99’unu oluşturan KOBİ’ler arasında elli kişi altında çalışanı olanların oranı %93 olarak belirlenmiş. Ekonomiye kattıkları değer açısından mikro, küçük ve orta ölçekli firmaların teknoloji kullanımının faydalı olduğuna inanmaları ve teknoloji kullanım oranlarını artırmaları bu açıdan çok önemli. İhtiyaçlara yönelik çözümlerin kullanılmasıyla firmalar bilginin değerini, zamanla artan güçlerinde görecekler.

E-dönüşüm dediğimizde, temelde bilişim ve iletişim teknolojilerinin kapsandığı elektronik alanda olan değişiklikler akla gelse de bunun yanında; etik, ekonomik, ekolojik, ergonomik, elastik ve estetik değişimlerin de bu kavramın içinde olduğunun bilincinde olmak gerekli.

Diğerlerine göre iyi olan ürünler, hizmetler veya çözümler, kötü olanlarını piyasadan kovar. Sadece ayakta kalabilmenin hedef olmaktan çıkıp mevcut koşullarda öne geçmenin öncelikli hedef olarak ele alınması gerekli. Bunun için firmaların kurumsal etik değerlere sahip olması önem arz ediyor. Yasal zorunluluk haline gelmeden önce bazı gerekli uygulamaları hayata geçiren firmalar, rakiplerine göre avantaj sağlıyor, kendileri gibi kurumsal etik değerlere sahip firmalardan oluşan bir havuzda bulunarak yepyeni çalışma ilişkileri kuruyor.

Firmaların ayrıca içinde bulundukları topluma, insanlığa ve bunların geleceğine kurum olarak katkıda bulunmaları da gerekli. Toplum yararına projeler üreten, çevreye, insanlığa saygı duyan, sosyal sorumluluk projeleri üstlenen firmalar hem bölgelerinde, hem ulusal, hem de uluslararası alanda ön plana çıkıyorlar. Bunları yapmayan firmalar ise geleneksel kalmaya devam edip ekonomik güç kayıpları sonucu zamanla yıpranıyorlar.

Geçmiş dönemlerde ürün ve hizmet sunucuları, ürün ve hizmetlerinin kullanıcılarını rahat bir şekilde yönlendirebiliyorlardı. Günümüzde ise kullanıcılar, ürün ve hizmetlerin tanımlama ve hatta tasarım süreçlerine bile doğrudan katılıyorlar. Kurumlar, kuruluşlar ve bireyler birbirleriyle doğrudan ve etkileşimli bir biçimde iletişime geçebiliyorlar.

Rekabette başarı için, bir ürün veya hizmetin tasarım aşamasından kullanım veya tüketim aşamasına kadar yer alan her türlü kurum, kuruluş ve kişiler birer sosyal paydaş olarak görülmeli. Çalışanların kendilerine söylenenleri yapmalarından ziyade, katılımcı yönetim ile hedefe yönelik faaliyetleri gerçekleştirmeleri sağlanmalı.

Etik değerlere sahip, rakiplerine nazaran tüketiciye ekonomik ürünler sunan, çevreye duyarlı ürünler tasarlayan ve çevre dostu üretim yapan, değişen tüketici ihtiyaçlarına uygun ergonomik tasarımlar yapan, ürün ve hizmette esnek çözümler sunabilen, yenilikçi yaklaşımlarla ürün ve hizmetlerine tercih edilmelerini kolaylaştıracak özellikler katan firmalar rekabette bir adım öne geçeceklerdir.

* Daha önce yayınlandığı yerler:
– “Çorlu TSO” gazetesi Mart 2011 sayısı
– 22.03.2011 tarihli kişisel bloğum
– “Trakya İş Dünyası” dergisi Nisan 2011 sayısı

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir