Çin Seddi

Çin Seddi

Çin Seddi ‘nin yapımıyla ilgili aşağıdaki anekdota rastladım. Merak edenler için paylaşıyorum:

Çin Seddi ‘nin hikayesi

İ.Ö. 201 yılında, “Doğu Asyalı Hunlar” olarak bilinen Xiongnular, imparatorları Mo Du (Mete, ölümü: İ.Ö. 174) yönetiminde Mayi bölgesine saldırdılar. Bölge haraca bağlandı. Daha sonra Hunlar (Xiongnu) güneye doğru akın ettiler ve Taiyuan’ı fethettiler. Han hanedanı imparatoru Gao Zhu, istilacıların üstüne bir orduyla yürüdü. Hava çok soğuktu ve kar yağıyordu. Çinli askerlerin neredeyse üçte birinin parmaklarının uçları dondu. Mete (Mo Du), geri çekilir gibi yaparak düşmanı yanılttı. Han İmaparatoru Gao Zhu, Hunlar’ın artık tükendiğini sanarak onları izlemeye başladı. Oysa Mete (Mo Du) en iyi birliklerini saklamıştı. Gao Zhu’nun gördükleri yaşlı ve sakat düşman askerleriydi.

Gao Zhu, bugünkü Datong kenti yakınlarındaki Baideng dağlarına vardığında, Mete, onu birdenbire ortaya çıkan gerçek ve zinde ordusuyla kuşattı. Kuşatma yedi gün sürdü. Çin imparatoru bu umutsuz durumdan ancak zengin armağanlar ve haraç vererek kurtulabilmişti.

Hunlar’ın Çin topraklarına akınları, bu askeri aldatmacadan sonra iyice yoğunlaşmıştı. Hunlar (Xiongnu’lar), İ.Ö. 3. Yüzyıl sonlarında kuzeydoğu Çin’de göçebe topluluklardan oluşan büyük bir federasyon kurmuşlardı. Bu federatif imparatorluk Baykal gölünden Balkaş gölüne, güneyde ise bugünkü İç Moğolistan’a, Çin’in Kansu ve Sincan eyaletlerine kadar uzanıyordu. Bu imparatorluğun kurucusu Mete’ydi.

Çin topraklarına yaptıkları akınlarda Hunlar, insan ve eşya kaçırırlar, Çinli savaş tutsaklarını köle yaparlardı. Han imparatoru silah bakımından güçlü olan bu yabancı halkla artık savaşı göze alamıyordu. O halde ne yapmalıydı?

İmparator çıkar yol arıyor

İmparator, İ.Ö. 198’de, saray prenslerinden Liu Jing’i görüşmek üzere çağırttı. Liu Jing, her şeyden önce Hunlar’ı silah gücüyle yenmenin mümkün olmadığını bildirdi. İmparator, Liu Jing’e, Hunlar’ın (Xiongnular) kültürel yoldan itaat altına alınabileceklerine inanıp inanmadığını sordu.

Liu Jing yanıtladı: “Hun imparatoru Mete (Mo Du) çok çabuk ateşlenen, öfkeli bir mizaca sahip. O bir kurt gibidir; onunla insanlık, görev, erdem üzerine konuşmak boşunadır. Fakat sadece onu değil, onu izleyenleri de itaat altına almanızı sağlayacak bir yol var. Burada uzun zamanda sonuç verecek olan bir strategeme başvurmalıyız. Bilmem ne dersiniz?”

İmparator daha fazlasını bilmek istedi. Liu Jing açıkladı: “Hunlar’ı ehlileştirmek istiyorsak tek bir yol, yani politik evlilikler yapma, düşmanı kendimize akraba kılma yolu var. Benim önerim, Mete’ye bir Çin prensesini eş olarak sunmaktır. O bunu şükranla karşılayacaktır. Çinli bir kadın Hun imparatoriçesi olacaktır ve ondan doğacak erkek çocuklar Mete’nin yerine geçeceklerdir. Siz, oluşacak kayınpeder-damat ilişkisini, Mete ile aranızda canlı bağlar kurmak ve bu bağı ona değerli armağanlar vererek desteklemekte kullanabilirsiniz. Bu tutum karşısında, vahşi kaplan, kendiliğinden, üstüne binip istediğiniz yöne götüreceğiniz ehil bir kaplana dönüşecektir. Mete, damadınız olarak, devletimize saldırmayı düşünmeyecek, onun yerine geçecek olanların tavırları daha da yumuşayacaktır. Böylece düşmanı dostlukla, savaşmadan tabiyetinize alabileceksiniz. Bu, uzun süre bizi güvenlik içinde yaşatacak olan bir plandır.”

Han imparatoru’nun seçimi

Han imparatoru önce iyice sinirlendi: “Soylu, saygın bir Çin imparatoru bir vahşiye bir Çin prensesini nasıl eş olarak verebilir? Alay konusu olmak istemiyorum!”

Liu Jing yanıt verdi: “En güzel saray nedimesini prenses yapmakla ve onu Mete’yle evlendirmekle, aslında siz bir şeftali ağacı yerine bir erik ağacı feda etmiş olacaksınız.”

Han imparatoru bu tavsiyeyi tuttu. Gerçekten de Mete, prenses bir Çinli saray nedimesini büyük bir sevinçle eş olarak aldı ve Han imparatoru Gao Zhu ile akrabalık bağı ile birleşmiş olduğunu açıkladı. Mete’nin ölümünde sonra da Hun (Xiongnu) imparatorları Çinli kadınlarla evlendiler. Sonradan prenses yapılıp Hunlar’la evlendirilen bu saray nedimelerinden biri olan Wang Zhaojun, özellikle edebiyat alanında eserler verdi ve büyük ün kazandı.

Ne var ki, tüm bunlara rağmen barış çok uzun sürmedi. Bu nedenle birçok devlet adamı, kuzeydeki göçebe topluluklara karşı korunmak için tek sürekli çareyi, yüksek bir duvar ve çok sayıda tabya inşa etmekte buldular. Kuzey Çin’deki Büyük Duvar, ünlü Çin Seddi, böyle meydana geldi. Fakat tabii Çin Seddi sadece Mete dönemindeki akınlara karşı yapılmamıştı. Çin’in kuzeyinde daha önce de her zaman akıncı göçebeler vardı. Çin Seddi’nin inşasına, bu yüzden daha İ.Ö. 7. Yüzyılda başlamıştı.

Anekdot için kaynak: Harro von Senger – Savaş Hileleri Strategemler – 1

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir