Buridan’ın eşeği

Günümüzde insanoğlunun bir çok alanda yaşadığı problemlerden birisi de alternatif çokluğu ve bu alternatifler arasından hangisinin kendisi için en iyisi olduğuna karar verme zorluğudur.

Cep telefonu alacaksınız, bir çok marka ve her markanın onlarca alternatifi var. Araba alacaksınız, yine bir çok  markanın birbirinden cezbedici bir çok modeli mevcut. Ufak bir ihtiyacınızı internet üzerinden satın alacaksınız, bir çok sitede ürünün çeşitli versiyonları birbirinden farklı kampanyalarla sunuluyor.

Cep telefonu operatörünüzü değiştireceksiniz, diğer operatörlerin sitelerini inceliyorsunuz. O kadar farklı içerikli kampanyalar var ki, alternatifler arasında kayboluyorsunuz ve bir de bakmışsınız saatler ve hatta ara sıra araştırmaya vakit ayırabildiğiniz için günler geçmiş.

İnsan seçeneklerin çokluğu karşısında genellikle dayanabildiği kısa bir süre boyunca araştırma yapıyor ve ihtiyacın önemine göre belki de satın almayı erteliyor,vazgeçiyor veya fırsatı kaçırıyor. Sanki Buridan’ın eşeğinin düştüğü duruma düşüyor.

Karar verme örneği: Buridan’ın Eşeği

On dördüncü yüzyılda yaşamış Fransız filozofu Jean Buridan’ın bahsettiği bir hikaye var. Bu hikayedeki paradoksa göre, uzun süre aç ve susuz bırakılan bir eşeğin önüne, kendisinden eşit uzaklıktaki yerlere konulmuş birbirine özdeş iki saman yığını konulduğu halde, eşek bunlardan herhangi birini tercih edemez ve açlıktan ölür.

Aman, bu alternatif bolluğu içerisinde, kullanmayacağınız gereksiz özellikler için kararlarınızı gereksiz yere ertelemeyin ve Buridan’ın eşeğine dönmeyin. Sizin için olmazsa olmaz özellikleri sıralayın ve mümkün olan en sade marka veya modeli seçin. Çünkü zaman karar verme tuzaklarında yitirilmeyecek kadar değerli bir unsur bizler için…