Girişimciler yetenek sahibi misiniz?

Yetenek girişimcinin sahip olabileceği en önemli donanımlardan birisidir. Girişimciyi harekete geçiren, içinden gelen motivasyondur. Motivasyonu destekleyen en önemli bileşenlerden birisi de kendisine olan güvendir. İnsanda güven oluşturan ve güveni pekiştiren en önemli unsurlardan birisi de kendisinde olduğuna inandığı ve güvendiği yeteneklerdir.

Bir yeteneğe sahip olan insanlar daha çok kendilerine güvenirler ve bu güven neticesinde çok daha rahat harekete geçer ve risk alırlar.

Konuyu güzelce açıklayan aşağıdaki örnek Sven Wernström‘ün “Benim Küçük Üçkâğıtçım” adlı kitabından alıntıdır.

Yetenek sahibi olmanın önemi

yetenek sahibi olmanın önemi

Az sonra, dükkânının önünde durmuş odun satmakta olan bir oduncuya rastladılar. Maks oduncuya yaklaştı.

Yiyecek satın alabilmek için para kazanmam gerek” dedi. “İşgücümden başka satacak hiç bir şeyim yok. İşgücümü satın almak ister misin?

Elbet” dedi oduncu. “İşte sana bir balta bir de testere. Ormana gidip kurumuş ağaçları kes, kırıp odun yap. Sana saat başına elli kuruş veririm.

Maks baltayla testereyi alıp ormana yollandı. Gezgin satıcı, sırtından çantasını indirdi. Maks’ı beklemek üzere çimenlerin üzerine uzandı.

Maks ormana girince oradaki en büyük kurumuş ağacı seçti. Önce testere ile ağacı kökünden kesip yere yıktı. Sonra dallarını koparıp gövdesini parçalamaya başladı. Götürü bir işti bu. Üç saat durmadan balta salladı. İşi bitirdiğinde Maks terden sırılsıklamdı. Kolları bacakları yorgunluktan sancıyordu.

Ama daha işi bitmemişti. Kestiği odunları oduncunun avlusuna taşıyıp onları dizmesi gerekiyordu. Odunları taşıyıp dizinceye kadar Maks, ormanla avlu arasında gidip gidip geldi. Bu da bir saat daha çalışmasını gerektirdi.

Şimdi sırtı da sancıyordu. Ama işini de bitirmişti. Odunlar, oduncunun avlusuna güzelce dizilmiş, kocaman bir yığın olmuştu. Maks, oduncuya gitti. “Tam dört saat çalıştım” dedi. “Anlaştığımız gibi, işgücümün karşılığını istiyorum.

Saati elli kuruştan dört saat iki lira eder. Buyur.” Maks’a iki lirayı verdi.

Maks bir şeylerin farkına varıyor

Tam o sırada bir fırıncı, ekmek arabasıyla oradan geçiyordu. Kesilmiş, dizilmiş odunları görünce arabasından atladı. “Bu güzel odunlara kaç para istersin dostum” dedi.

On lira” dedi oduncu.

Alıyorum bu odunları” dedi fırıncı. Odunları arabasına yüklemeye başladı. Sonra oduncuya on lirayı verip çekti gitti.

Maks, gözlerinin önünde olup biten bu olayı şaşkınlıkla izlemişti. İçi öfkeyle dolmuştu. Oduncunun yanına sokuldu. “Yahu, parmağını bile oynatmadan, oturduğun yerde, benim sırtımdan tam sekiz lira kazandın. Bütün bu odunları kesip buraya taşıyan benim. Şu ellerime bak, nasıl şiştiler. Ama elime topu topu iki lira geçti. Oysa sen, bir çırpıda on lirayı cebe atıverdin.

Oduncu, yumuşak bir sesle, “Bu düzen böyledir dostum” dedi.

Öyleyse kestiğim odunları kendim de satabilirdim.

İşte onu yapamazdın. Testere kimin? Balta kimin? İkisi de benim. Araçlar kiminse kazanç da onundur. Araçlara sahip olmayan, ancak işgücü kadar kazanır. Gerisi araçlara sahip olanındır.


Yetenek sahibi olup da kendi işini yapmayan girişimci adayları için konu ile ilgili bir diğer yazım: http://mesutdonmez.com/kurumsal-hayatta-ne-isiniz-var/


Girişimcilik Hapı
Girişimcilik Hapı” kitabımın Facebook sayfasını beğenebilirsiniz
https://www.facebook.com/GirisimcilikHapiTR
Dilerseniz satın alabilirsiniz:
https://www.kitapyurdu.com/kitap/girisimcilik-hapi/538258.html

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir