AB ve Türkiye’ye nüfus açısından bakış*

Avrupa Birliği`nin resmi istatistik kurumu olan Eurostat’ın verilerine göre, 2009 yılı başında 27 AB üyesi ülkesinde toplam nüfus 499.723.520 kişi olup 500 milyon sınırına dayanmış iken Türkiye’nin toplam nüfusu da 71.517.100 kişi olarak gerçekleşti. 27 AB üyesi ülkenin ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 3 aday ülkenin 2009 yılı başındaki nüfusları aşağıdaki tabloda görülmektedir.

AB ve Türkiye nüfus karşılaştırması

Avrupa Birliği en büyük genişlemesini 2004 yılında Çek Cumhuriyeti, Estonya, Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta, Polonya, Slovakya ve Slovenya’dan oluşan on ülkeyi bünyesine katarak yaşadı ve bugün baktığımızda Türkiye’nin nüfusu yaklaşık olarak bu on ülkenin nüfuslarının toplamı kadar.  Bu da Türkiye’nin AB’ye olan üyeliğinin neden diğer ülkelerden daha uzun sürdüğünün bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.

Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında, en yüksek nüfusa sahip ülke 82 milyon kişi ile Almanya ve en az nüfusa sahip ülke ise 413 bin kişi ile Malta oldu. Türkiye AB’ye üye olduktan sonra, Almanya’dan sonra nüfusu en yüksek ikinci ülke olacak ve bunun sonucu olarak da AB’nin karar alma mekanizmalarında kilit pozisyondaki ana ülkelerden birisi konumunda bulunacak. Bunun sonucu olarak AB, kendi iç prosedürlerinde iyileştirmeler yaptıktan sonra Türkiye’yi üyeliğe kabul etmeye çalışıyor.

Son bir yıllık süre zarfında nüfusu en çok artan ülkeler sırasıyla İspanya, İngiltere, İtalya ve Fransa olarak gerçekleşti. Almanya, Romanya, Macaristan, Bulgaristan, Litvanya, Letonya ve Estonya olmak üzere, toplam 7 ülkenin nüfusu da geriledi. 27 AB üyesi ülkenin toplamına bakıldığında, AB ülkelerinde %0,4’lük bir oranla, toplam 2 milyon 60 bin kişilik bir nüfus artışı gerçekleşti. Bu nüfus artışında ise 1 milyon 549 bin kişilik net göç büyük bir faktör oldu.

Ülkelerin nüfuslarında geçen on yıldaki değişimlere bakıldığında en çok Romanya (990 bin), Bulgaristan (624 bin), Polonya (531 bin) ve Macaristan’ın (222 bin) nüfusunda azalma olurken; en çok İspanya (6 milyon 25 bin), Fransa (4 milyon 192 bin), İtalya (3 milyon 136 bin) ve İngiltere’nin (3 milyon 55 bin) nüfusunda artış oldu.

Eurostat verilerine göre bu on yıllık süreçte, bugün AB üyesi olan 27 ülkenin 1999 yılı başındaki toplam nüfusları 481.617.952, Türkiye’nin nüfusu da 65.786.563 kişiydi. Aynı sürede AB üyesi ülkelerin toplam nüfuslarında % 3,76 oranında nüfus artışı gerçekleşmişken Türkiye’nin nüfusunda % 5,21 oranında (5 milyon 730 bin kişi) bir nüfus artışı gerçekleşti.

Avrupa Birliği’ne aday olan ülkelere baktığımızda ise Türkiye’nin 2009 yılı başında nüfusu 71,5 milyon kişi iken Hırvatistan’ın 4 milyon 435 bin, Makedonya’nın ise 2 milyon 48 bin oldu. Son on yılda Türkiye’nin nüfusu 5 milyon 730 bin kişi artmışken Makedonya’nın nüfusu 36 bin kişi arttı ve Hırvatistan’ın nüfusu ise 92 bin kişi azaldı. Son bir yılda ise Türkiye’nin nüfusunda ise %1,3’lük oranla 931 bin kişilik bir artış gerçekleşti. Buna göre, nüfus artışında Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında en çok nüfus artışı gerçekleşen ülke oldu. Türkiye, 27 AB üyesi ülkede gerçekleşen toplam nüfus artışının %45’i kadarı bir nüfus artışı gerçekleştirdi.

Türkiye için durum

Türkiye’nin nüfus artış hızı AB ülkelerine göre daha yüksek ve Türkiye AB ülkelerine göre daha genç ve dinamik bir nüfusa sahip. Bu genç nüfus AB ekonomisi için artı bir değere dönüştürülebilir. Bir yandan da gelişen teknoloji ile birlikte bedenen yapılan işlerin yerini teknolojik çözümlerin almasıyla birlikte, mevcut eğitimsiz işgücünün yeni teknolojilere uyumunun sağlanması ve gelecekte istihdama katılacak olan genç nüfusun yeni teknolojilere uyumlu şekilde istihdam edilebilmesi önem taşıyor. 

Tüm bunlarla birlikte, bilişim teknolojilerinin özellikle mesleki eğitimin tüm alanlarına yaygınlaştırılması, eğitim ve öğretimde işgücü piyasasının ihtiyaçlarına yönelik teknolojiye hâkim, yabancı dil bilen eleman yetiştirilmesi, genel çerçeveye baktığımızda da rekabet gücünün ve istihdam edilebilirlik oranının artırılması gerekiyor. Büyüyen işsizliğin önünün alınması ve hatta azaltılması konusunda yapılacak bu tür çalışmaların önemi, ekonomik ve sosyal açıdan her geçen gün daha da artıyor.

* Daha önce yayınlandığı yerler:
– “Çorlu TSO” gazetesi Kasım 2009 sayısı
– 20.11.2009 tarihli kişisel bloğum

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir